"Tatlı ve çok kutsal bir içkidir sevgi,
Tanrım kan olarak duyumsar, bense şarap."
Wagner'in Parsifal'i La bemol major bir temayla başlar, yedi nota boyunca temposuz devam eder, akortsuz bir arpejle yükselir, ritmik, armonik ve melodik bir Do minör ölçüyle sona erer. Bu tema bütün prelüd boyunca gelişerek devam eder ve yaralı Amfortas'ın sunakta sunduğu, sonrasında da ona geri sunulan ekmek ve şarap biçiminde lütuf olarak ortaya çıkar. Temanın prelüd'e hakim olmasının sebebi şudur; Aşai Rabbani'nin anlamı sözlerle ya da eylemlerle değil müziktedir. Müzik dramayı, dışında Prelüd'ün uzun senfonik tefekküründe gelişmiş bir duygu katar.[rS]
Aslında çakılı kalmaya mahkum olduğumuz için fiksasyonlara benzer bir biçimde seyahatin sonuna gelirken aynı Aşai Rabbani ayini gibi "zamandan bağımsız olanın zamanla kesiştiği nokta" dayız.
Deniz'in öbür tarafına geçerken kıyıdan son kez varlığın kalbine bir bakış, seyahatin sonlanması. Aynı hıristiyan tasavvuruna göre İsa'nın kurban edilmesinde hayat bulan özlem gibi sözlere dökülemez. Ancak ve belki müzikle fark edilebilir.
Seyahatin sonunda müziğin açtığı kesitten agape ilkesine yönelebiliriz. Yani dostluğun zevk verdiği münasip bir sığınak bulmak ve içinde kuytu ve yassı olarak zamanı seyrelemek. Etrafta kol gezen çılgınlıktan kaçıp düşünmenin mümkün olduğu bir evren bulmak. Ancak şehrin en büyük acısına tanıklık edebilmek için erken aşamalarda öğrendiğimiz şey "var olabilmek kafayı çekmek demektir" ilkesi olduğuna göre ve beşeri dünyanın en ücra köşeleri dahi keşfedildiğine göre kurmaya çalıştığımız sistem ancak yok olmayı seçtiğimizde anlam kazanacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder