İçinde olduğumuz zaman olan kronolojik zamana ilişkin
temsilimiz bizi kendimizden ayırıp kendi kendimizin aciz seyircilerine dönüştürür
– geriye hiç kalmamacasına uçup giden zamanın, sürekli kendini ıskalayan
seyircilerine.
Zaman temsillerimizi kavrayıp ele geçirdiğimiz işlemsel bir
zaman olan Mesih zamanı ise kendimiz olduğumuz zamandır ve tam da bu nedenle
sahip olduğumuz yegane gerçek zamandır.
Kairos nedir derseniz? Yolda giderken etrafınıza bakın;
başı, sırtı, bacakları dahil olmak üzere tüm arkası traşlı, yapış yapış elinizi
uzattığınız anda kaçmaya meyilli tüm gerçekdışılık zeus’un en genç oğlu Kairos’tur;
yani "fırsatlar tanrısı."
Kairos bir Mesih değildir, kronolojik zamana karşıttır,
fakat ona dışsal değildir. Tüm kaçan fırsatları, bu anlamda Kairos’u hala
ilginç kılan şey ise zamanın son bulduğu kıyametvari gün değil, “zaman ile
zamanın arasında kalan zamandır.”