"Aslında, düzüşmenin verdiği tat, yemek yemenin verdiği
tattan daha çok değildir. Düzüşme konusunda olduğu gibi, yemek yeme konusunda
da yasaklar olsaydı, bütün bir ideoloji, şövalyelik töreleri olan bir yemek
yeme tutkusu ortaya çıkardı. Sözünü ettikleri bu esriklik-düzüşme anındaki
görme, düş görme-bir muşmulayı bağdan yeni koparılmış buğulu bir üzüm tanesini
dişlemenin verdiği tattan daha üstün değildir." [c.a]
Hayat, kader ve kırgınlıkların birlikte var olduğu, teması
cinsellik olan bir operaya benzer.
Bu opera içinde, kavramları birbirinden ayırmamız gerektiği bizlere öğretilmiş, cinsiyetsiz bir cadı tarafından yaratılmış olabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder