Hayallerinin başladığı yerden çökelim. “Kadın, ev olabilir
değil mi?” demiştin.
Tutkuları destekleyen ve dolduran her şey bizim için hoştur;
tıpkı tersine olanları zayıflatıp güçsüzleştiren şeyin rahatsız edici olması
gibi. Karşıtlık birinci etkiyi ve hüner ikinci etkiyi taşıdığı için, anlığın
belli eğilimlerde birinciyi isteyip ikinciyi tiksinmesine şaşırmamak gerekir.
Güneş:
Kulağımda batıyor,
Sanırım sessizlik gelecek ardından….
Persona olarak kıçına taktığın maske, nasıl yaşamanı zorunlu
kılan ise bu maskeyi akşam eve gittiğinde çıkarmak zorunda kalman, güneşin
kulağında bıraktığa sessizlik izine saygısızlıktır.
Çok kişi gibi sende personanın egemenliğindesin. Kendini, kendi kollarına almak istersin. Koruluklara çekilme zamanı geldiğinde sempatik sinir
sisteminin başkaldırısı açığa çıkacaktır. Aynı Kant’ın terlememek için yavaş hareket etmeyi seçmesi
gibi sende susacak ve o maskenin doğduğu andan itibaren senin bir arketip
olarak seçtiğin anlatım biçimin olduğunu kavrayacaksın.
İlişki yokluğu izlenimleri - kişileri birbirinden ayırır.
İnsan bir mahkemenin yitirilmesi ile kedere ve oğlun doğumuyla sevince
kapıldığında, anlık bu devinimi yerine getirebileceği bir hızla boş nesneden
getirebileceği yıkım, getirici nesneye geçince, duygulardan birini öteki ile
yumuşatmayı pek başaramayacak bir ilgisizlik durumu içinde aralarında
kalakalır.
Ancak korkunun belirsizlik ile bir bağlantısı yoktur. Canı
gökyüzünde sıkılan herkes bilir ki; sezgi öbür işlevlere göre daha üstündür.
Herkes, kendini en yüce temel sayar. Bu işlevsellik persona’nın içe çöküşüdür.
Tüm insanlığın malı olarak hizmete açılmış insanlar tanıdım.
Kolektif bir özellik göstermek herkese nasip olmaz. Hep aynı cevaba geldiğimiz
üzere, emosyon ile duygu arasındaki fark personanın maskesi altında görülen
sessizlik hissine tekabül eder.
-nereden
de-
(uçan dutlar,
düşen kuşlar – o.a)
Marcos Valle - Previsão Do Tempo
Majical Cloudz - Illusion
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder