13 Ağustos 2013 Salı

LCO Prelüd No: 2


Önüme çıkan benim tek muhatabım olsaydı, yalnızca yükümlülüklerim olurdu!

                Sol el akoruyla başlayan “seriş” bölümünde fa anahtarındaki akorların üst sesinden sağ elde ortaya çıkan, çıkıcı bir gam parçacığı ve onu tanımlayan, sağ elde bir gam parçacığı. Sonat’ın ana temasını oluşturan motifler. Yeni bir ezgi dili ve sana saygı duyuyorum artık.

Lütuf, kendini en iyi yatakta gösterir.
                Yalnız “özlemi bilen” dizesiyle başlayabilir misin sonata?
İnsan, kendisinden kaçan her şeyde izini bırakır.
                Demiştin. Ezgi hep dalgalar halinde hareket ediyor. Olmadığın mekanlarda.
Özlem, nesnesini yaratan parçadan meydana gelme eğilimindedir.
                Peki ya ince dengede bıraktığın o boş uzam olarak kokun. Ona ne demeli? Özlem senin nesnendir.
Şans ile veda aynı kökene sahiptir.
                Lanet olsun bu yoğunluk bir an gevşemez.Yalnız o da değil yıllar geçse op.17 insanı olumsuzluğun ve  olumluluğun arasında bocalamakta ve sonuçta hüzünle bitmektedir.
Ten, lirik bir madde olmaya yaklaştığı ölçüde, cevherleşir.
                Seni imleyen en büyük resitatif  bir oktav çizgisi edasında üzerinden atlayıp solan.
Çirkin olanı, "ilk kez görmek" diye bir şey yoktur.
“mi-fa” “si-do” “mi-si” “fa-diyez-do” “si-fa”
Giysilere çarpan ağustos rüzgarı.
                Yıldızsız bir gece, “tutanaksız tonalite” sin.
Melankoli, inceltilir ve bir bakış açısı haline gelir.
                Ziyafet salonunun terasında peygamberi dudaklarından öpmek. İnce bir bakış açısı mı istiyordun? Buyrun!
Gündelik hayat, varolduğu günden beri en kısa intahar biçimidir.
                Dışsal ölümün artık hiç bir önemi yok, yakında gidiyorum. Gelir misin?
Rastgele biri için dönüş fikri etkisizdir.
                Biliyorum. Tek başıma gerçekleştiremiyorum. Bu müzikte/aşkta herşey taşkınlık ve tutkuyla biçimlendi.
En iyi seks, sınırsız alayla uyum içinde olandır.
                Romantik çağlarda olduğu gibi. Varlığın ne kadar derinlerine inmemi istersin? Dehşet verici bir zafer şarkısı geliyor, duymuyor musun? Geçici bir yenilgi, gömüldüğüm....
Yalnızlığın, bir refleks olması gerekir.
Kurban benim. Etkisiz.
Yok etmek, bozmak değildir!
                Aldatmandansa, kırılmayı denedim. Kurban yerine gerçek olmamayı.
Ruhsal sorunların taşeronluğuna "beden" denir.
                Sıradan, kırık.
Vazgeçmenin estetiği, razı olmaya boyun eğmektir.
İşte müziğimize anlamın girdiği nokta.
Aşk, dolambaçları izlenerek tasfiye edilir.
                Iç dürtünün salt gereksiniminden kaynaklanır. Olağanüstü bir tasfiye.
Tüm kadınlar başkalarına ait. Onlara sahip olamamanın hüznü hariç.
                Bekleyiş ve Mutlu el monadlarını ele alalım.
Eylemsizlik bütün dertlerin tesellisidir.
                Başroldaki sen.
Gece, renkle hesaplaşmanın farklı bir baş kaldırısıdır!
                Op.27 piyano çeşitlemelerini aldığın gün.
Dogmanın kitabı olaydın, seni de uydururdum.
                Ancak tipik bir törenin tipik klişelerini kullandım. Uydurdum.
Olmayı unutturduğundan, silinmeye razıyım!
                Heryerde var olan olarak silinmeye razıyım.
Bilgi daha fazla esrimeyi mi gerektirir?
                Varolduğunu bilmediğim sürece ne dersin.
Aşk ilanı olarak adam öldürme en tanıdık silahtır.
                Formül hiç değişmeden tekrarlanır.
Susmak, edime katılmaktır....
                Allegro non troppo energico. yavaştan kabul edilen imge: seni motiften türettim.
Herkes acısı kadar yaşar...
Yaşamak için bırakılmış bir yön, baktım, yoktu...karda ayak izleri prelüdü.
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder