10 Eylül 2013 Salı

Yarı Yolda Bulantı


Yabancılaşma bütün psikiyatrik durumların özüdür.
Yabancılaşan insan’ın portresi, kendini “Cogito” ile sınırlayan kartezyenci gelenekten alır.
Bütün yabancılaşma biçimleri bir bastırmanın sonucudur. 

Karşı tarafı bastırmayı -seçen kişi- onu ancak MİSTİFİYE ederek aldatır.
Aldatılmak derken: Bastırılan öyle mistifiye edilir ki, bastırılmış olmadığına ya da bastırılması için haklı nedenler olduğuna inanır.

Soyut devamlılığın koşulu: doğduğumuz günün sonsuz döngüsüdür.
“SUM”un içerdiği şey, YOK oluşumuz ve geleceğe yönelik olamayacağımızın vurgusudur artık.
Bu anlamda [VAR]olmuyoruz, [VAR]olduğumuz için olmanın taklidi yapıyoruz.
Hatamızın kabulü, daima cogito’ya önceldi ya. İşte bu frijit olduğunuzun da kanıtıdır.
İnsan çoğu kez ne uğruna çabaladığını bilmeden kendini aşar.
Hatta hiçbir zaman yokluk...bilinci öncelemez.
[VAR]olmaktan vazgeçip özgürleşmeyi denemek, akla gelen ilk: bilinçli temas kurma biçimidir.
Yavaştan da olsa farkına varma, baskı ile öfke arasındaki farka tekabül eder.
Kendine yabancılaşma ise baskı ve aldatmanın toplamıdır.
[YOK]olmaya temas etmek için izin almayı seçmeyin!
Çünkü her şeye ÖFKE duymak nörotik bir tepki değil, ilk sağlıklı adımdır!