15 Ağustos 2012 Çarşamba

Sizi tehdit mi ettim?

Acılara dair kararlar veren düşünce acıdan kavrularak ilerliyor, acıya katlanarak ve bundan bir yarar sağlamayarak yukarı çıkıyordu.

Adeta yanıp kül olan bir evin temelindeki mimari hataların ilk kez farkına varılışı gibi.

Bir görev: Fakat ben yaradılışımdan dolayı sadece kimse tarafından verilmemiş bir görevi üstlenebilirim. Bu çelişkinin içinde yaşayabilmem mümkün. Herhalde herkes için durum böyledir, çünkü yaşanarak ölünür ve ölerek yaşanılır. Bir sirkin çadırla çevrilmesi gibi, dışarıdan bakan içeriyi göremez, tıpkı böyle. Nadir biri çıkar ortaya, çadırda ufacık bir delik bulur, dışarıdan içeriye bakabilir. Yine de, bu kişinin varlığını kanıtlamak gerekir. Hepimiz, bir anlamda kendisine göz yuman kişileriz. İkinci kez yine de bu delikten bakıldığında izleyicilerin sırtlarından başkasını görmek mümkün değildir. Üçüncü kez yine de, müziğin işitileceğine kuşku yoktur, hayvanların kükreyişlerinin de.

Nihayet sirkin çevresinde dolanarak görev yapan, böyle para ödemeyen meraklıların omzuna dokunan polisin kollarına korkudan bayılarak düşüverilir.

"franz kafka, kovalı süvari"

Elinin altında her şeyi denge halinde tuttuğunu sanan, birbirini bütünleyen dünya kadar personel insanın elinde kalan sadece "Hala açlığa devam ediyor musun?" sorusudur. "Daha çok sürecek mi?"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder