22 Aralık 2012 Cumartesi

Kıyamet


Bizler ayı kaybettik, serin, parlak, daima değişen ayı. Sinirlerimizi okşayacak, ışıltısının ipek elleriyle yumuşatacak, serin varlığı ile sakinleştirecek olan odur. Çünkü ay, su dolu bedenlerimizin, öfkeli bilincimiz ve nemli tenimize ait soluk bedenin hanımı ve annesidir. Ay, kollarımızın arasındaki büyük, serin Artemis gibi bizi sakinleştirebilir ve iyileştirebilir. Ama onu kaybettik, aptallığımız yüzünden ona önem vermedik ve şimdi bize kızgın bir şekilde bakmakta ve öfkeli kırbaçlarla bizi kırbaçlamakta. Ah, gece göğünün kızgın Artemis’inden sakının, Kibele’nin kininden sakının, boynuzlu Astarte’nin intikamından sakının![Apocalypse,DHrL]

Eksik olan şeyin ne olduğunu düşündükçe sabırsızlanıyorum, düşündükçe bedenimdeki maddelerin bozulması hızlanıyor, daha basitleşiyorum. Hücrelerimde meydana gelen bu katabolizm son paragrafın işareti.

“Güneşe domuzlar gibi çıplak yatıp güneş banyosu yapmak istiyorum. Bizi ısıtan, bronzlaştıran o güneş içten içe bizi ayrıştırmakta-bunu aynen sizler gibi bende sonradan öğrendim.”

Sara Lov - Just Beneath The Chords

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder