“Korku en zarif silahtır, elleriniz hiç kirlenmez. Fiziksel zararla tehdit etmek ilkeldir. Bunun yerine fikirler ve inançlar üzerine çalışın, insanların güvensizliklerini oyuncağa çevirin. Tüm yaklaşımlarınızda yaratıcı olun. Tedirginliği dayanılmaz seviyelere çıkartın veya sakince halkın güveninin altını oyun. Panik, insan sürülerini uçurumlardan atlattırır; alternatif bir yaklaşım ise terör ile hareketsiz bırakmaktır. Korku, korku ile beslenir. Bu etkili uygulamayı harekete geçirin. Manipülasyon sadece insanlarla sınırlı değildir. Ekonomik, sosyal ve demokratik oluşumlar bile sarsılır. Ne kutsal, ne de özel hiç bir şeyin güvenli olmadığını gösterin. Korkunun soluklanmasına bile izin vermeyin. Sınırlar civa gibidir. Sonuçlar görülmeye değerdir.”
Sosyal gerçekliği dil ve yerleştirmeyle eleştiren ve o gerçeklik yerine duvara yansıtılmış ışığı yani boşluğun kendisini koymayı seçen Jenny Holzer (d. 1950, Ohio) 1978 yılında yayınlanan "Inflammatory Essays" adlı yazısında yukarıda geçenleri yazmıştı.
Bugünlerde dil ve ışığı, dışavurumcu popüler sanatta en iyi biçimde kullanan bu güçlü poetic etkiyi görmek isterseniz, sanatçının projeksiyon çalışmalarına göz atmanızı tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder